Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ihlal edilmiş | broken adj. | ||
We should not be using shock logic to invent legal rules that were allegedly broken. İhlal edildiği iddia edilen yasal kuralları icat etmek için şok mantığını kullanmamalıyız. More Sentences |
||||
General | ihlal edilmiş | violated adj. | ||
General | ihlal edilmiş | outraged adj. | ||
Archaic | ||||
Archaic | ihlal edilmiş | violate adj. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | (güven, söz, sözleşme) ihlal edilmiş | broken adj. |
Computer | ||
Computer | güvenliği ihlal edilmiş bilgisayar, oturum veya çevrimiçi hesap | hijacked n. |
Military | ||
Military | gizliliği ihlal edilmiş | compromised adj. |